14 Şubat 2012 Salı

Su Gibi...

öğleden sonra saat 3 bulmuştu,ıslak saçlarım ellerim ayaklarım ,yağmura yakalandım okul çıkışı...rimelim akmış keyfim kaçmış ve üşümüştüm hiç unutmuyorum,merdivenleri hızla çıktım anahtarımı çıkardım...biraz kırgın biraz buruktu içim ,huzursuzluğum diz boyu ,eve girdim sanki birşeyler eksik yada fazla ortalık dağınık hiç bir şey bıraktığım gibi değildi...evimin kokusu değişmişti,bana ait değil tanıdık değil!çantamı bıraktım ,"sıcak bir kahve ilacım olur şimdi "dedim usulca...mutfaktaki cam masada faturalar...kağıtlar ben gittiğim den beri bozulmuş düzenin yemek bile yememişsin...pencereyi açtım,bahar kokusu evimde sende çok seversin iğde ve hanımelini...
antiredeki aynaya ilişti sonra gözlerim ,"ne kadar da zavallı görünüyorsun" dedim kendi kendime...evliliğimizin can çekiştiğini biliyordum..."kim haklıydı ?kim haksız"?binlerce soru yağmuruna tutum kendimi,düşündüm durdum...hissediyordum yine aldatılıyordum...işlerin yoğundu ,bir çok  davaya bakıyordun."haklı zamanı yok sonuçta fazla ilgide beklemek haksızlık"...beni o gün hiç aramadın halbuki,sekmez di aramaların...odama geçtim yavaşça uyku ve uyanıklık hali arası komidin in üzerinde duran kayıtlara baktım ,ne olduğunu anlayamadığım karalamalar notlar vs...bunlara bana yazılmamıştı?arasından düşen adrese ,takıldı gözlerim aderes çok yakın 2 bina öte mi gösteriyor"bu işte bir şey var"...hızlıca giyinip çıktım gelmesine çok vardı daha,belkide yine ofiste kalacak kim bilir? 14 numaralı kapıdaydım,"ne yapıyorum ben"ne işim var bur da?kapıyı çaldım,5 yaşlarında bir erkek çoçuk"tatlım annen evdemi?" "evet" dedi mahsun bir ifadeyle..."hatice hanım ,siz beni tanımıyorsunuz ben polatın eşiyim ,evde kolyenizi unutmuşsunuz bir kaç kağıt falanda var, adresi evdeki faturalardan buldum" dedim...en sakin halimle!"aaa şeyy evet o benim ,lütfen yanlış anlamayın dün dava dosyalarını evde incelemek zorunda kaldık,çok yoğundu biliyorsunuz!" daha gerisini bile duymaya tahamül bile edemedim...bir şeyler söyledi arkamdan kulaklarım uğulduyor hiç bir şey duyamıyordum...sokak kapsından dışarı attım kendimi,ağlamak istiyor ağlayamıyordum sadece titriyordum ...


eve attım kendimi ,önce bir sigara ardından bir tane daha hava kararmak üzere...saçlarımı topladım yüzümü yıkadım,aynada uzun uzun baktım yüzüme "deniz o seni hak etmiyor"...bütün eşyalarımı toplamaya başladım...öfkelimiydim? sinirlimi neydim bilmiyorum!!!sana ait ne varsa bıraktım odana,"ilk iş meltemle boraya gitmek ege sana iyi gelecek deniz"...bir billetle halletim herşeyi...tek bir kelime dahi etmeye gerek yok, herşey bitti,taksi kapıda "ankara ona iyi bak"...korkmuyordum kuşkum da yoktu,ihanetlerini bırakarak ardıma bakmadan kaçmak, en güzeli...yol uzun müziksiz olmaz,yazmadan hiç olmaz...


ertesi sabah gün doğumda yetiştim ,marmarise bulanık uykusuz karmakarışık..."sadece oluruna bırak,düzelicek "diyebildim kendi kendime..."iyi gelmez mi hiç deniz havası" evet deniz havası,çok ;iyi geldi
arkamdan binlerce telefona rağmen ,seni deli gibi sevmeme rağmen vazgeçmeliydim senden...bitmeliydi 2 senelik yaşanmışlıklarımıza yuvamıza hayallerimize rağmen,bitirip dağıtım bu evliliği ..."avukat işiyle evliydi"...sesiz değildi, deniz artık durgun hiç değil...güçlüydü !hazırdı geçmişi devirmeye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder